Aile servetini yiyip tükettigi gençlik günlerinde, uzun bir hayatin ona neler sunacagindan habersizdir elbette Fugui. Yillar sonra, yasli öküzüyle tarlasini sürerken tanistigi bir yabanciya hayatindan söz etmeye basladiginda, simarik bir gencin basina gelenlerden fazlasini sayip dökecektir bu yüzden: Fugui, kendisiyle birlikte alti insanin hayatini, kaderin sürprizlerini, yasamin acilarini ve sevinçlerini anlatir. Onun dilinden -daha dogru bir ifadeyle Yu Hua’nin kaleminden- dökülenler, insanlik durumlarina dair epik bir romana dönüsür böylece. Basit bir anlatim, güçlü bir anlati dogurur: Sabanin toprakta biraktigi izlere benzer kâgit üzerinde satirlar. Yasamin her seyi kapsamasi gibi, Yasamak da hayati oldugu gibi kucaklar. Dogumlari ve ölümleri, mutsuzluklari ve umutlariyla...Yayimlandiginda ülkesinde yasaklanmasina ragmen, bir hayat öyküsü okumamis da sanki bir hayat yasamis olduklarini söyleyen okurlarinin her geçen gün artmasiyla bir “modern klasik”e dönüsen Yasamak’i Bahar Kiliç, Çince aslindan çevirdi.
